9 Mayıs 2014 Cuma

Fenerbahçe CEO'su Hasan Yılmaz: Kulübün 9 şirketinin geliri 550-600 milyon TL civarında

Fenerbahçe CEO'su Hasan Yılmaz, Capital Dergisine verdiği röportajda Fenerbahçe'de yaptıklarını ve hedeflerini anlatmış. Röportajın tümü ve bazı önemli notlar aşağıda:




  • Sadece 28’i profesyonel futbolcu olmak üzere 2 binin üzerinde sporcumuz ve 960 çalışanımız var
  • Bünyesinde bir tanesi milyar dolar deÄŸerinde olmak üzere 9 ÅŸirketi bulunan bir holdingi yönetiyoruz
  • Fenerbahçe Spor Kulübü’nün toplam geliri 550-600 milyon lira civarında. Bunun yaklaşık 250 milyon lirası Fenerbahçe Futbol A.Åž.’nindir
  • Yeni yönetimle birlikte çok büyük deÄŸiÅŸimler yaptık; ilk defa SAP’ye geçtik. IK ve pazarlama departmanlarını kurduk
  • Zor bir yıl olmasına raÄŸmen 2013 yılı sponsorluk gelirlerimizi yüzde 15 oranında artırdık
  • Teknolojiyi iÅŸ ve spor konusunda yoÄŸun olarak kullanmaya baÅŸladık
  • Benim bir spor kulübünü kurumsal bir yapıyla yönetmek gibi bir amacım yok. Düzgün iÅŸleyen bir makine kurmak istiyoruz
  • Normalde ÅŸirketlerde kâr maksimizasyonu hedefi olur. Bizim hedefimiz ÅŸirketlerimizde yaratacağımız deÄŸerin amatör sporlara aktarılması
  • Åžu anda benim için en önemli konu “sürdürülebilirlik”. Öyle sistemler kurmalıyız ki artık “sürdürülebilir baÅŸarıyı” yakalamalıyız
  • Finansal olarak sürdürülebilir, kendisi kaynak yaratabilir, borçlanma ihtiyacı olmayan, sürekli baÅŸarılı bir kulüp olmak istiyoruz
  • Banka projesinin arkasında Fenerbahçe’ye katkı saÄŸlayabilecek herhangi bir sektörde, doÄŸru insanlarla birlikte faaliyette bulunma isteÄŸi var.  Kulübe fayda getirecek her türlü projeye ben varım. Bunun için banka iÅŸletmek gerekiyorsa ve banka iÅŸletmek kârlıysa iÅŸletirim. Ancak iÅŸi bilenle iÅŸletirim.







Capital Dergisi'ndeki röportajın tümü: 

Değişim başladı
Fenerbahçe CEO’su Hasan Yılmaz'la Fenerbahçe’nin yeni dönem rotasını ve gelecek dönem planlarını konuÅŸtuk.

Hasan Yılmaz, Türk iÅŸ dünyasının tecrübeli yöneticilerinden... Kariyer yolculuÄŸunda Unilever, PepsiCo, Koç Holding, Hürriyet Gazetecilik gibi önemli kuruluÅŸlar var. Ãœstelik bu kuruluÅŸların da üst düzey yöneticiliÄŸini üstlenmiÅŸ bir isim. Onu son 1 yıldır da Fenerbahçe’nin kaptan köşkünde izliyoruz. Kendi deyimiyle Fenerbahçe’nin oldukça sıkıntılı bir döneminde CEO koltuÄŸuna oturan Yılmaz, 1 yılda pek çok projeye imza attıklarını söylüyor. Fenerbahçe’nin ticari baÅŸarısından çok sportif baÅŸarısının önemli olduÄŸunu belirtiyor ve “Bu yıl bütün branÅŸlarımızda ÅŸampiyonluk bekliyorum” diye konuÅŸuyor.

Aslında onunki oldukça ilginç bir kariyer öyküsü. Kariyer yolculuÄŸunda Devlet Planlama TeÅŸkilatı, Unilever, PepsiCo, Koç Holding, Hürriyet Gazetecilik gibi önemli ÅŸirketler yer alan Hasan Yılmaz’dan bahsediyoruz. Onu son 1 yıldır da Türkiye’nin sıcak gündeminin bir parçası olan Fenerbahçe’nin CEO’su olarak yakından izliyoruz.

Yılmaz, Fenerbahçe’ye çok sıkıntılı günler geçirdiÄŸi ve büyük haksızlıklara uÄŸradığı bir dönemde geldiÄŸini söylüyor. Åžirkette 1 yıl gibi bir sürede önemli deÄŸiÅŸimlere imza attıklarına dikkat çekiyor. Bunların başında ise teknoloji odaklı yatırımları, insan kaynakları departmanı oluÅŸturmayı, kulüp-dernek alışkanlıklarını kırmayı sayıyor.

Fenerbahçe’nin ticari baÅŸarısından çok sportif baÅŸarısının önemli olduÄŸuna vurgu yapan Fenerbahçe CEO’su Hasan Yılmazla Fenerbahçe’nin yeni dönem rotasını ve gelecek dönem planlarını konuÅŸtuk:

Oldukça parlak bir kariyeriniz var. Fenerbahçe’yle yollarınız nasıl kesiÅŸti?
Fenerbahçeliyim. Ancak kongre üyesi deÄŸildim. Fenerbahçe camiasını pek tanımazdım. Hayatımda bir tane toplantıya dahi gitmemiÅŸtim. Stadın kapısından sadece seyirci olarak girdim. Cengiz SolakoÄŸlu, bizim Futbol A.Åž.’de bağımız yönetim kurulu üyesiydi. Halka açılmalarla, yeni kurumsallaÅŸma hamleleriyle beraber onun da kafasında yeni birtakım düşünceler belirmiÅŸti. Ender Alkaya, ben Koç’tayken Migros’ta çalışırdı. Cengiz SolakoÄŸlu’na benden bahsetmiÅŸ.


Onlar ısrar etti ve yapacakları projelerden bahsettiler. Ancak onlara bu işten anlamadığımı söyledim. Benim özgür bir düşünce yapım var. Hayatımda hiçbir derneğe, kulübe, partiye üye olmadım. Kendime göre bir doğrultum var. Çok ısrar ettiler, ben direndim. Bu saatten sonra yeniden kravat da takmak istemiyordum. Fakat sonra düşündüm. Yaşımın ilerlediğini fark ettim. Şunun şurasında 1-2 yıl daha çalışıp emek harcayacaksam Fenerbahçeme emek harcayayım diye teklifi kabul ettim.

Bu düşünceye ulaşmanıza sizi Başkan mı ikna etti?
Ben direnirken dediler ki “Bir gün gel BaÅŸkan’la tanış”. BaÅŸkan geldi, elimi sıktı, “Hayırlı olsun, baÅŸladın” dedi. Kısacası her ÅŸey bir anda oldu.

Aziz Bey sizi etkiledi o zaman?
Başkan, inanılmaz bir insan. Ben bu kadar olumlu, zeki, komik başka bir kişiyle daha tanışmadım. Aziz Bey, her daim benim moralimi yükseltiyor. Moralimin yerlerde olduğu zamanlarda gelir, konuşuruz. Beni yeniden coşturmayı başarır.

YoÄŸun profesyonel yöneticiliÄŸin ardından Fenerbahçe’de aradığınızı buldunuz mu peki?
Açık söylemek gerekirse ilk günlerde iki şeyi asla hayal etmedim. İlk olarak aldığım sorumluluğun, bu kadar ağır bir sorumluluk olacağını düşünmemiştim. 35 yıllık çalışma hayatımda hiçbir zaman buradaki gibi yoğun çalıştığımı hatırlamıyorum. Üzerime bu kadar çok sorumluluk bineceğinin bilincinde değildim.

İkincisi, Başkan başta olmak üzere yönetim kurulundan bu kadar fazla destek alacağımı da düşünmemiştim. Benim düşüncem, işin kendi kendine gideceği, benim de kenarından, köşesinden onu yönlendireceğim şeklindeydi. Sağ olsunlar öyle bir tartışmasız destek ve öyle bir yetkilendirme sağladılar ki çok büyük bir sorumluluğun içine girdim. Sabahın köründen gece yarısına kadar kulüple ilgili 80 konuyla uğraşıyoruz.

BaÅŸkan “Hayırlı olsun, baÅŸladın” dedikten sonra sizin neyle uÄŸraÅŸacağınızı size söyledi mi?
Ä°ÅŸim genelde insanlarladır. Ekibi tanımak, her zaman stratejimin parçası. Ne yapacaklarını söylemek deÄŸil, onları anlamak önemli. Buraya ilk geldiÄŸimde Fenerbahçe’de her ÅŸey futboldan ibaret sanıyordum. Bir bakıma da öyle aslında. Top üç direÄŸin arasından geçerse her ÅŸey yolunda. Top dışarı çıktığındaysa herkes mutsuz...

Ancak, biz sadece futbol kulübünden ibaret deÄŸiliz. MüthiÅŸ bir camiadan bahsediyoruz. En önemlisi burada bir holding var ve baÄŸlı 9 ÅŸirketimiz mevcut. Bu ÅŸirketlerden biri milyar TL deÄŸerinde. Fenerbahçe Futbol A.Åž. bunlardan biri. Fenerium, 80-90 milyon lira ciro yapan çok kârlı, çok baÅŸarılı ve 89 maÄŸazası olan bir perakende operasyonu. Fenercell, baÅŸlı başına bir “virtual” operatör. Kolejimiz var. Mükemmel bir eÄŸitim veriliyor. Bunun yanında catering ÅŸirketimiz var.

9 şirket var dediniz. Ne kadarlık bir cirodan bahsediyoruz?
Çok genel olarak Fenerbahçe Spor Kulübü’nün toplam geliri 550-600 milyon lira civarında. Bunun yaklaşık 250 milyon lirası Fenerbahçe Futbol A.Åž.’nindir. Geri kalanlar da diÄŸer ÅŸirketlere, artı kulübe aittir.

Kaç sporcunuz var?
2 binin üzerinde sporcumuz var. Ne var ki bunların sadece 28’i profesyonel futbolcu. Bizler buzdağının görünen bu ucuna yoÄŸunlaşıyoruz. Türkiye’nin her tarafına yayılan atletlerimiz, 200’ün üzerinde yüzücümüz, boksörlerimiz, kürekçilerimiz, yelkencilerimiz var. Basketbol ve voleybolu hiç saymıyorum bile... 9 branÅŸ, 9 ÅŸirket. Bütün bunların eÅŸgüdümünü saÄŸlıyoruz. Sporcuları çıkarırsanız yönetici, işçi, memur olarak toplam 960 çalışanımız mevcut.

Kulübe başladıktan sonra en büyük hedefiniz neydi?
Normal ÅŸirketlerde hedef, kâr maksimizas-yonudur. Bizim tek bir hedefimiz var; o da sportif baÅŸarı elde etmek. Fenerbahçe ve Türk bayrağını Avrupa ve dünya seviyesinde en iyi ÅŸekilde dalgalandırmak istiyoruz. Bizim hedefimizde ÅŸirketlerimizde yaratacağımız deÄŸerin amatör sporlara aktarılması var. Her ÅŸeyden önce Türkiye’de doÄŸru dürüst bir spor politikası yok. Åžirketlerin tek amaca doÄŸru yönelmesi, tek strateji doÄŸrultusunda yönetilmesi, buradan bir deÄŸer elde edilmesi ve bu deÄŸerin yeniden spora aktarılabilmesi gibi bir eÅŸgüdümün saÄŸlanmasına çalışıyoruz.

Bu doğrultuda son 1 yıldır neler yaptınız?
O kadar çok ÅŸey yaptık ki. Bir kere Fenerbahçe Futbol A.Åž. olarak SAP ERP sistemine geçtik. Daha önceki kulüp-dernek alışkanlıklarının hepsini kırdık. Ä°lk defa insan kaynakları departmanı kurduk. Gerçek anlamıyla pazarlama sponsorluk departmanı oluÅŸturduk. Teknolojiyi kullanmaya baÅŸladık. “Ä°ÅŸ” teknolojisinin yanı sıra diÄŸer alanlarda da teknolojiyi verimli kullandık. ÖrneÄŸin nakit akışımızı günlük takip edebiliyoruz.

Spor konusunda da teknolojiyi kullanıyoruz. ArkadaÅŸlarımız her bir kas, kalp hareketini, koÅŸu mesafesini kontrol edebiliyor. Sizler gazetelerde okuyorsunuz, “Hoca niye bunu oynatmadı” diye yazıyor. Sonuçta elde edilen verilerle hoca, oynatıyor ya da oynatmıyor. Bütün bu teknolojileri de SAP çatısı altında birleÅŸtirmeyi düşünüyoruz.

KurumsallaÅŸma dediniz. Burada plan nedir?
Kurumsallaşma deyince insanlar biraz yanlış anlıyor. Benim bir spor kulübünü kurumsal bir yapıyla yönetmek gibi bir amacım yok. Hatta böyle bir şeye de inanmıyorum. Burada düzgün işleyen bir makine kurmak istiyoruz. Bu makinenin neresine basarsanız basın doğru tepki vermesi lazım. Bütün bilgileri karar vericilere doğru şekilde, doğru zamanda vermekle yükümlüyüz. Neticede burası bir kulüp. İnsanlar seçilerek geliyor. Buradaki yapıdan daha demokratik bir yapı da bugüne kadar görmedim.

Buradaki görevinizde üzerinizde ne tür baskılar hissediyorsunuz?
Bir ÅŸirketteki kâr, ciro gibi tüm baskılar burada da var. Sportif baÅŸarı konusu ise ilave bir unsur. Bir de buradaki ticari baÅŸarıyı bir ÅŸekilde sportif baÅŸarıya dönüştürmekle yükümlüsünüz. Yine de elbette diÄŸer ÅŸirketlerle önemli farklılıklar var. Sonuçta ben Fenerbahçe A.Åž.’yi pırıl pırıl yönetirim. Kâr-zarar dengesini ayarlarım. Finansal yapısını kurarım. Her ÅŸey dört dörtlük olur ama dışarıda bir tek Fenerbahçe taraftarı kalmaz. Benim yönettiÄŸim Fenerbahçe’de stada bir kiÅŸi gelmez. O kadar sıkıcı bir Fenerbahçe olur. Ligde 7’nci ya da 8’inci oluruz. Yıldız oyuncu falan almayız...

Ancak spor endüstrisi bambaşka bir şey. Spor endüstrisinde hırs, zevk, heyecan var. Tribünlerin dolması, insanların bağlılığı ve aslında irrasyonel bir yapıdan bahsediyoruz. Sonuçta burası normal bir şirketi yönetmekten çok daha zor. En pahalı oyuncuları alıp, en pahalı takımı yaptığınız zaman kimse size başarıyı garanti etmiyor. Dünyanın en pahalı takımı gidip sıradan bir takıma yenilebiliyor. Burada öyle değişik faktörler var ki.

Şu sıralar önceliğinizde hangi konular var?
Açık konuÅŸmak gerekirse benim kafamdaki en önemli konu “sürdürülebilirlik”. Biz öyle sistemler kurmalıyız ki artık “sürdürülebilir baÅŸarıyı” yakalamalıyız. Tabii ki Avrupa Åžampiyonu olmak istiyoruz. Ne var ki öyle tesadüfi bir kere olunmuÅŸ ÅŸampiyonluklar, bana öyle çok da heyecan verici gelmiyor. Finansal olarak sürdürülebilir, kendisi kaynak yaratabilir, borçlanma ihtiyacı olmayan, hep baÅŸarılı bir kulüp olmak istiyoruz.

Yaratmaya çalıştığınız makinenin bir parçası da gelir yaratmak. Burada neler yaptınız?
Reklam, pazarlama sponsorluk departmanımızı yeni arkadaÅŸlarla tamamen yeniledik. Avrupa’dan men edilmiÅŸiz. Bu bakımdan sponsorluk çok zor. Buna raÄŸmen 2013 sponsorluk gelirlerimiz, geçen yıla oranla yüzde 15 arttı. Fenerbahçe Televizyonu, Fenerbahçe Radyosu, Fenerbahçe Dergisi bizim için çok önemli. 2013 yılında Facebook, Foursquare, Twitter hesaplarımız yenilendi. Instagram hesabı açtık. Sosyal medya ÅŸu anda en çok yoÄŸunlaÅŸtığımız alanlardan biri. Sponsorluk anlaÅŸmalarımız da artıyor.

Ancak genel olarak Türk sporunda sıkıntılar var. Bugün baktığımız zaman Türkiye’de 100-150 milyon Euro’luk 1-2 tane takım var. Real Madrid, Bayern Münich, Manchester United gibi takımların cirosu 500 milyon Euro civarında. Bu seviyeye çıkmak için futbol ekonomisi oluÅŸturmak lazım. Finansal baÅŸarıyı yakalayacaksınız ki bunu sportif baÅŸarıya yansıtabilin. Bu da daha büyük sponsorluklar, daha çok forma satışı, daha büyük stat, daha büyük gelirler olarak size geri dönsün. Bana göre Fenerbahçe ve Türkiye olarak bu konuda gideceÄŸimiz çok yol var.

Bir holdingde olsaydınız “2014’te ne kadarlık bir büyüme bekliyorsunuz” diye sorardım. Burada ne bekliyorsunuz?
Şampiyonluk bekliyoruz. İşin yönetim kısmı aslında holdinglerden farklı değil. Enflasyon, devalüasyon, kâr tahminleri yapılıyor. Bunlar göz önüne alınarak bütçeler hazırlanıyor.

Sportif olarak ne bekliyorsunuz?
Bir kere bütün branÅŸlarda ÅŸampiyonluk bekliyorum. Futbolda özellikle mutlaka ÅŸampiyonluk bekliyoruz. Aslına bakarsanız 18 defa aldığımız ÅŸampiyonluk kupasını 19’uncu kez almak bizi çok fazla tatmin etmiyor. Esas hedefimiz, bayrağımızı küresel çapta daha yüksek yerlere dikebilmek. Bize Avrupa kupaları için verilen cezanın çok haksız olduÄŸuna inanıyorum. Basketbolda da hedefimiz kesinlikle ÅŸampiyonluk. Mutlaka Final-Four oynamanın hayalini kuruyorum. Geçen yıl voleybolda bayanlarda CEV Kupası’nda Avrupa ikincisi olduk. Bu sene ÅŸampiyonluk bekliyoruz.

Sportif başarıdan bahsettiniz. Bu yıla ilişkin paylaşabileceğiniz büyüme rakamlarınız var mı?
Şirketlerimiz açısından en küçük şirketimiz için yüzde 10, en büyük için yüzde 25 civarında bir büyüme öngörüyoruz.

Planlarınızda yeni iş, yeni proje var mı?
Birkaç tane büyük projemiz var. Fenerbahçe’nin geleceÄŸi açısından bu projeleri gerçekleÅŸtirmenin önemli olduÄŸuna inanıyorum. Bu projelerden bir tanesi lisenin deÄŸerlendirilmesi. Artık 10 yıllık sıkıntılı bir dönemden sonra bunun devreye girmesinin çok ciddi ve önemli  olduÄŸuna inanıyorum. Fenerbahçe Ãœniversitesi konusunda da çok ciddiyiz. 

Hasan Yılmaz’ın hedefinde ne var?
1- Sadece 28’i profesyonel futbolcu olmak üzere 2 binin üzerinde sporcumuz ve 960 çalışanımız var.
2- Bünyesinde bir tanesi milyar dolar değerinde olmak üzere 9 şirketi bulunan bir holdingi yönetiyoruz.
3- Fenerbahçe Spor Kulübü’nün toplam geliri 550-600 milyon lira civarında. Bunun yaklaşık 250 milyon lirası Fenerbahçe Futbol A.Åž.’nindir.
4- Yeni yönetimle birlikte çok büyük deÄŸiÅŸimler yaptık; ilk defa SAP’ye geçtik. IK ve pazarlama departmanlarını kurduk.
5- Zor bir yıl olmasına rağmen 2013 yılı sponsorluk gelirlerimizi yüzde 15 oranında artırdık.
6- Teknolojiyi iş ve spor konusunda yoğun olarak kullanmaya başladık.
7- Benim bir spor kulübünü kurumsal bir yapıyla yönetmek gibi bir amacım yok. Düzgün işleyen bir makine kurmak istiyoruz.
8- Normalde şirketlerde kâr maksimizasyonu hedefi olur. Bizim hedefimiz şirketlerimizde yaratacağımız değerin amatör sporlara aktarılması.
9- Åžu anda benim için en önemli konu “sürdürülebilirlik”. Öyle sistemler kurmalıyız ki artık “sürdürülebilir baÅŸarıyı” yakalamalıyız.
10- Finansal olarak sürdürülebilir, kendisi kaynak yaratabilir, borçlanma ihtiyacı olmayan, sürekli başarılı bir kulüp olmak istiyoruz.

"BANKA DEDÄ°K YER YERÄ°NDEN OYNADI"
Bir banka dedik, yer yerinden oynadı. Amacımız “Biz banka kuralım, bankacı olalım” deÄŸil. Ancak banka projesinin arkasında Fenerbahçe’ye katkı saÄŸlayabilecek herhangi bir sektörde, doÄŸru insanlarla birlikte faaliyette bulunma isteÄŸi var. Bizim malımız yok, markamız ve insanımız var. Ä°nsan dediÄŸimiz zaman sporcumuz, taraftarımız, yöneticimiz, kongre üyelerimizden bahsediyoruz. Ä°nsanların bir araya gelmelerinden doÄŸan bir güce sahibiz. Bu ikisini kullanarak kulübe fayda getirecek her türlü projeye ben varım. Bunun için banka iÅŸletmek gerekiyorsa ve banka iÅŸletmek kârlıysa iÅŸletirim. Ancak iÅŸi bilenle iÅŸletirim.

"BAŞKAN BANA SEVİMLİ YÜZÜNÜ GÖSTERİYOR"
ÇALIŞMAK KOLAY

Aziz Yıldırım çok ortada, çok bilinen bir insan ama herhalde herkes kendisinin farklı bir tarafını, farklı bir yüzünü görüyor. Benim tanıdığım Aziz Yıldırım, bugüne kadar çalıştığım belki de en kolay insan. Başkan, bana büyük bir güven gösteriyor, büyük destek veriyor. Bana hep çok sevimli yüzünü gösteriyor.

CÄ°N GÄ°BÄ° ZEKÄ°
2013 Ocak ayının 4’üncü gününde kendisini ilk defa gördüm, elini sıktım. Neyle karşılaÅŸacağımı bilmiyordum. Åžimdi beni çok güldüren, esprili, cin gibi zeki, her konuyu hızlı anlayan, tatlı mı tatlı bir adamla çalışıyorum. Aziz Bey’in bana gösterdiÄŸi tarafları bunlar.

HAYATI FENERBAHÇE
Aziz Bey, tanıdığım çok özel insanlardan da biridir. Hayatında bu kadar fazla “Fenerbahçe olan”, hayatında bu kadar fazla Fenerbahçe’den baÅŸka bir ÅŸey düşünmeyen biri var mı bilmiyorum. Onun bütün hayatı Fenerbahçe. Her ÅŸey Fenerbahçe için. Çok hızlı karar veren, çok karizmatik, çok etkili bir insan. En nihayetinde Fenerbahçe’nin baÅŸkanı. Ben bugüne kadar kendisiyle çok rahat çalıştım. Umarım bundan sonra da rahat çalışmaya devam ederiz.

YARGITAY'IN KARARI UEFA'YI ETKÄ°LER MÄ°?
Bence "yeniden yargılanma" doğru bir deyim değil. Burada önemli olan "adil yargılanma", soruşturmanın yeniden ve adil şekilde yapılması. Hem iptal edilen özel yetkili mahkemeler hem de UEFA veya CAS tarafından düzmece olduğu bilinen deliller, fezlekeler kullanıldı.

Yargıtay kararı Fenerbahçe’yi sportif ve ekonomik olarak nasıl etkiler diye soruyorsunuz. 3 Temmuz’la baÅŸlayan süreç tabii ki Fenerbahçe’yi olumsuz etkilesin, gücü azalsın diye planlanmış. Ancak bunu planlayanların anlamadığı en önemli unsur, "Fenerbahçelilik" ve Fenerbahçelileri birbirlerine baÄŸlayan deÄŸerlerdir. Nitekim bu çok zor 2,5 yıllık süreç içinde, Fenerbahçe profesyonel futbol takımı 2 kez Türkiye Kupası’nı art arda kazanmış, Lig de 2. olmuÅŸ, Avrupa’da yarı final oynamıştır. Bununla birlikte diÄŸer spor dallarında da hiçbir zafiyet göstermemiÅŸ, ÅŸampiyonluklar, kupalar kazanmaya devam etmiÅŸtir.

Gerçekten yeniden adil ve tarafsız bir yargılama söz konusu olursa Fenerbahçe’nin aklanacağından hiç şüphem yok. Bunun UEFA’yı nasıl etkileyeceÄŸini bilemem. Ben spor camiası içinden gelmiyorum, tüm süreçleri ve kurumları tarafsız bir ÅŸekilde gözlemliyorum.

Gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında UEFA, FIFA gibi kurumların çalışma ÅŸeklinden hiç etkilenmediÄŸimi ve ÅŸahsen bana hiç güven vermediklerini söyleyebilirim. Mali olarak olumsuz etkilenebiliriz, ancak biz Fenerbahçe’yiz... Åžu anda Avrupa kupalarından men edilen takımımız Avrupa ölçeÄŸinde en çok puan toplayan, en çok gol atan, en çok maç kazanan takımlar sıralamasında en ön sıralarda. Yatırımlarını durdurmuyor, spor için var gücüyle çalışıyor, baÅŸarılarına baÅŸarı ekliyor. Bence bize ceza verenlerin bunu düşünmesi ve utanması lazım.

Röportajın linki:
http://www.capital.com.tr/degisim-basladi-haberler/26688.aspx?0.Page

1 yorum:

  1. vakıfbank ve halkbank'a bu yıl ki hezimetten sonra %100 banka kurmalıyız. Adamlar aldığı oyuncuları hatta oyunculara ödediği sgk primini bile gider olarak gösterip bankanın ödeyeceği kdv'den düşüyor. Buna dur demeliyiz bu böyle olmaz.

    YanıtlaSil