2-3 Kasım günü yapılan
Fenerbahçe Kongresinde Başkan Aziz Yıldırım yaptığı basın
toplantısında bazı vaatlerde bulundu, bunlardan en ilgi çekici olanı Fenerbahçe
adına bir banka kurma projesiydi:
Aziz Yıldırım: “Banka kurma planımız da var. Dev finans
şirketleriyle görüşüyoruz. Fenerbahçe adına bir banka kurma çalışmalarımız
sürüyor. Belki tek bir şubeyle başlayabiliriz”
Ardından yapılan seçimi
kazanan Aziz Yıldırım’a cevap
AKP’nin Kızılcahamam kampında bizzat
Başbakan’dan geldi: “500 milyon dolar borcun var, banka kuracağım diyorsun”
Başbakan Erdoğan, bir başka soru üzerine
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’a da tepki gösterdi. Yıldırım’ın,
‘Fenerbank’ projesinin gerçekçi olmadığını dile getirerek, “Kulüplerin
şirketleşmesine sıcak bakmıyorum. Beş yüz milyon dolar borcun var, banka
kuracaksın. Bunun için izin verecek kurumlar belli. Ayrıca sanki Çevre Bakanı
elindeymiş, her izin elindeymiş gibi söz veriyor. ‘Şuraya şunu yapacağım, AVM
yapacağım’ demek doğru değil.” şeklinde konuştu. Futbolcuların aldığı rakamlara
da tepki gösteren Erdoğan, “Rakamlar çok uçuk. Basına yansıyan paralar var ama
kayıtlarda bu yok. Bu terazi bu kadar sıkleti çekmez.” dedi.
Futbol-Siyaset-Spor
Ekonomisi gündemi hareketlenebilir
Aslında Başbakan’ın
sözlerini biraz geriye giderek başka olaylarla birleştirince önümüzdeki
günlerin futbol-siyaset-spor ekonomisi açısından hareketli geçeceğini kestirmek
mümkün, ancak öncelikle Başbakan’ın kastettiği ne olabilir, onu yorumlayalım.
Bunu da Fenerbank cümlesinden çok, “Kulüplerin
şirketleşmesine sıcak bakmıyorum” cümlesinden yola çıkarak yapalım. Başbakan
burada iki şey kastetmiş olabilir:
-
Futbol kulüplerinin
şirket kurmasına (banka ya da AVM işletmeciliği, enerji santrali (TS) vs.)
-
Futbol kulüplerinin
halka açık şirketler olmasına
Fenerbank ile kastedilen bir tür sanal banka olabilir, gerçek banka
lisansı alınması mümkün değil
İlk varsayımdan gidersek Başbakan’ın banka
kurulma fikrine karşı olmasını anlamak gayet mümkün, daha doğrusu futbol
kulüplerinin banka kurması çok mümkün gözükmüyor. Sermaye şartını bir tarafa
bırakın, sahiplik sorunu, yeni lisans verilmemesi, sektörün hassasiyeti gibi
nedenlerle. Bu konuda güzel bir analiz Habertürk Gazetesinde Rahim Ak
tarafından yapılmış, linkini aktaralım: Fenerbank
işi hayal olur! Öte yandan Fenerbahçe’nin, özelinde Aziz Yıldırım’ın da
banka derken klasik anlamda bir bankadan bahsetmediğini de düşünüyoruz. Daha
önce de basına yansıyan bazı haberlerde, Fenerbahçe’nin aslında bir finansal
kurumla işbirliğinin kastedildiğini düşünüyoruz, geçen sene sonuna doğru basına
yayılan haberlerde de bunun bir bir ‘virtual
wallet’ (online bankacılık ve para yönetimi), yani sanal bir banka olduğu
kastediliyordu. Örneğin enpara.com
benzeri, arkasında bir banka olan, ve Fenerbahçe markasını kullanan bir tür
sanal banka.
Başbakan’ın tepkisi kulüplerin halka açık olmasına ve yatırımcıların
sürekli para kaybetmesine mi?
Bilindiği gibi:
-
Futbol kulüplerinin sadece
gelir yaratan modellerle (BJKAS hariç) halka
açılmaları ve sonradan giderleri içeren şirketlerle birleşerek ciddi zararlar eden
kurumlar haline gelmeleri
-
Çok ciddi eksi
özsermayeye sahip olmaları (FENER hariç) ve teknik iflas durumunda olmaları
-
Yatırımcıların çok
ciddi zararlar elde etmeleri
-
Bedelli sermaye
artırımları (BJKAS ve GSRAY) ile yatırımcılardan nakit çekmeleri
-
GSRAY, BJKAS ve FENER
halka açıklık oranlarının hisse satışı yoluyla artması
-
Borsa Istanbul tarafından
aldıkları uyarılar
-
Şike davası
-
Halka açık
şirketlerle, hakim ortak olan kulüpler arasında yaşanan borç-alacak işlemleri konusunda
SPK ve BIST tarafından uyarılmaları
-
SPK’nın GSRAY
yöneticilerine verdiği cezalar ve FENER yöneticilerinden istediği savunma
-
SPK’nın GSRAY sermaye
artırımının ardından yapmak durumunda kaldığı ve yatırımcıya ayrılma hakkı veren
düzenlemeler (daha doğrusu düzenlemeye neden olan gelişmeler)
-
Yatırımcıların futbol
şirketlerine açtığı çok sayıda dava (GSRAY)
gibi gelişmeler sonrasında futbol şirketlerinin hisseleri çok
ciddi değer kaybettiler. Demirören yönetiminden sonra toparlanan BJKAS 3 temmuz’dan
bu yana %42 değer kaybederken, GSRAY’daki değer kaybı %75.3’ü buldu. FENER %53, TSPOR ise %67 değer kaybetti. Elbette borsada kötü yönetilen şirketlerin yatırımcıları para kaybedebilirler, ama burada bahsedilen sermaye piyasasının ruhuna aykırı davranışlar ya da şirket modelleri nedeniyle oluşan kayıplar.
Futbol Hisse
Performansları
Kulüpler borsa kotundan çıkarılabilirler mi?
26 Eylül’de kulüplere BIST’dan gelen uyarılar,
aynı gün Suat Kılıç’ın yaptığı açıklama,
SPK’nın düzenlemeleri ve Başbakan’ın “Kulüplerin şirketleşmesine sıcak bakmıyorum”
açıklaması birleştirilince spor ekonomisi gündemini sıcak günler bekliyor olabilir, olasılıklardan
birisi de kulüplerin borsa kotundan çıkarılmaları olabilir mi
Bunun yolları
neler olabilir, onu daha sonra tartışalım. Suat Kılıç’ın açıklamalarının bir
özeti aşağıda:
Suat Kılıç, Kulüpler Yasası'nın durumuyla
ilgili yöneltilen bir soruyu ise "Kulüpler Yasası rafa kalkmaz. O yasa,
Türkiye'nin ihtiyacı. Bugün çıkarsak da çıkarmasak da o yasa rafa kalkmaz. Türk
futbolunun kurtuluşu Kulüpler Yasası'nın çıkmasına bağlıdır. Aksi takdirde
zaten UEFA finansal fair play kritelerleri doğrultusunda kulüplere tek tek
yaptırımlar uygulamaya başlayacak. Kulüpler Yasası, bunun Türkiye ayağı, yerel
kanun ayağıdır. Biz dayatmada bulunmak istemedik. Kulüpler çalışsın, gerekirse
bazı noktalarda düzeltmeler yapsın ve bu kanunun çıkmasını kendileri sağlasın
istedik. Bunu yapmadıkları takdirde, Türkiye eninde sonunda bu kanunu
çıkaracak. Bugün Yıldırım Demirören ile Kulüpler Yasası'nı bir kere daha
konuştuk. PTT 1. Lig kulüplerinin de beklemediğim ölçüde desteği var. Süper Lig
kulüpleri de Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı Sayın İlhan Cavcav riyasetinde bu
konuyu çalışıyorlar. Kısa zaman içinde daha dar kapsamlı bir çalışma grubu
oluşturacağız. TFF'yi muhattap alarak, bu kanunla ilgili kulüplerin de onayını
almış son metnin bakanlığımıza ulaşmasını sağlayacağız. Bizde metin var ama
herkes isteyerek bu kanuna taraf olsun istiyoruz" şeklinde cevapladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder