Galatasaray SK Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Köksal sporx’e özel bir
röportaj vererek bir çok konuda görüşlerini açıklamış, açıklamanın tüm metni ve
linki aşağıda yer alıyor. Finansal konularla ilgili bazı yorumlarını aşağıya
sıraladık. Parantez içerisinde yer alan düzeltmeler bize ait:
·
“Avrupa'da kar (gelir kastediliyor) açısından 7.
sırada (Türkiye) olmamıza rağmen, performans açısından Türkiye'nin 37. sırada
olması ya da kulüp takımlarının durumları kaynaklarımızı çok kötü bir şekilde
ve kısa vadeli kullandığımızı gösteriyor”
·
Mancini'nin kontratının risk taşıyıp taşımadığı hakkında:
"Evet bir risk taşıyor, ancak bizim
eski hocamızdan daha fazla kazanmıyor. Bu sezon 3,5 milyon euro, gelecek yıl
4,5 milyon euro garanti para kazanacak ve bonuslar da var. Fakat 2 sezon üst
üste Şampiyonlar Ligi'nde yer almanın ne kadar kar (gelir) getirdiğine de
bakmak lazım. Geçen sezon karımız (gelirimiz) 139 milyon euro’ydu. Bu sezon
büyük ihtimalle 150 milyon eurodan fazla olacak"
·
İtalyan teknik adam öncesinde görüşülen isimler:
"Başka 3 aday da düşündük. Dick
Advocaat, bir kaç kişinin istediği Marcelo Lippi. Bizimle de tanıştırıldı,
ancak aynı tutkuyu paylaşamadığımız hissettik. Ve tabii ki Galatasaray taraftarının
sevgilisi Gheorghe Hagi”
·
"İngiltere, İspanya, İtalya, Almanya ve
Fransa'daki 5 lig, Avrupa'da elde edilen gelirin neredeyse yarısını; 19.4 trilyonun yüzde 48'ini oluşturuyor. Kara (gelire)
göre 6. sırada da Rusya var 630 milyon euro ile. Türkiye Avrupa ligleri
arasında 7. sırada normal olarak, ama kara göre bakıldığında İngiltere
Championship'ten daha az bir karlılık var" (burasını çözemedim)
·
"Türkiye'de 4 büyük takım borsada
olduğundan transferleri açıklama gerekliliğimiz var. Her transfer, oyuncuların
maaşına kadar açıklanıyor. Avrupa kulüplerinde de bu tarz bir yapıyı
destekliyorum"
·
Oyuncuların bonservislerinin başka şirketler
tarafından kullanılması (sahip olunması – third party)hakkında,
"Türkiye'de 3. partiyi kullanan tek kulüp Beşiktaş. Bazı oyuncuları 3. bir
yapının elinde. Buna çok fazla karşı değilim”
Ebru Köksal: "Başkan olacağım"
21.11.2013
- SPORX - FIFA Başkanı Joseph S. Blatter ve Juventus Başkanı Andrea Agnelli
gibi Avrupa futbolunun önde gelen kulüplerinin temsilcilerinin bulunduğu
konferastaki tek kadın katılımcı olan Ebru Köksal, TFF'den ayrılma süreci,
Galatasaray'da yaşadıkları, Mancini'nin göreve gelmesi, ve Türkiye'deki güncel
olaylar hakkında sorulan sorulara içtenlikle cevaplar verirken, hedefinin ise
başkanlık olduğunu söyledi. İşte Köksal'ın sözleri...
"BEN BİR SURVIVORIM"
Futbol dünyasında bir kadın olmanın nasıl olduğu sorulan Köksal, "Çok
zor oldu. Ben bir 'survivor'ım. Futbolun içinde bulunduğum 13 yıl boyunca,
Galatasaray'da İcra Kurulu'nun yöneticilerinden biri olana kadar 8 başkan ve 11
yönetim ile birlikte çalştım. Zorlu bir süreçten geçtim. Her seçim yapıldığında
ve yeni bir başkan ile birlikte yeni bir yönetimin gelmesi benim rolümün
sorgulanmasına neden oldu. Tabii ki cinsiyetim de sorgulanırken, benim bir
kadın olarak o pozisyon için yeterli olup olmadığım konusu masaya
yatırıldı" cevabını verdi.
'Neden Galatasaray'ın açıklamasını da yapan yönetici, "Doğduğumdan bu yana Galatasaray taraftarıyım. Babam Galatasaray genç basketbol takımında kaptandı. Türkiye'deki ilk kadın su topu takımında oynadım. İlk şampiyon biz olduk" sözlerini kullandı.
'Neden Galatasaray'ın açıklamasını da yapan yönetici, "Doğduğumdan bu yana Galatasaray taraftarıyım. Babam Galatasaray genç basketbol takımında kaptandı. Türkiye'deki ilk kadın su topu takımında oynadım. İlk şampiyon biz olduk" sözlerini kullandı.
"6 AYLIĞINA GELDİM, 13 YILDIR BURADAYIM"
Ebru Köksal, Galatasaray'a yönetici olma sürecini de şu şekilde anlattı:
"Galatasaray'ın yatırım yaptığı bir şirkette başkan yardımcısıydım. 6 aylığına kulübe yatırımında yardımcı olmak amacıyla geldim ve sonrasında tek bildiğim 13 yıldır burada olduğum"
"Galatasaray'ın yatırım yaptığı bir şirkette başkan yardımcısıydım. 6 aylığına kulübe yatırımında yardımcı olmak amacıyla geldim ve sonrasında tek bildiğim 13 yıldır burada olduğum"
"Dönemin başkanı çok yardımcı ve destekleyiciydi. İlk başta fazla
kalmak istemedim çünkü yatırım bankacılığı ile ilgilenmem gerektiğini düşündüm.
Ancak başkan ileri görüşlüydü. Bana, 'Futbolun içinde bir kadınsın. Buna
tutunmalısın, burada kalmalısın. Bu endüstri çok hızlı büyüyor ve buna bir şans
vermelisin. Seveceğini düşünüyorum' dedi. Ve haklı da çıktı"
Galatasaray'daki başarılarından da bahseden Köksal, "Galatasaray'ın stadyum projesi için sorumluydum, inşaat sürecinden açılışa, yönetiminden satışına her şeyle ilgilendim. Muhteşem bir iş yaptım. Stadyum işlerinden yılın yöneticisi ödülünü aldım. Avrupa Kulüpler Birliği'nde de yönetim kurulunda yer almam bir başka cesaret verici öğe oldu" ifadelerini kullandı.
Galatasaray'daki başarılarından da bahseden Köksal, "Galatasaray'ın stadyum projesi için sorumluydum, inşaat sürecinden açılışa, yönetiminden satışına her şeyle ilgilendim. Muhteşem bir iş yaptım. Stadyum işlerinden yılın yöneticisi ödülünü aldım. Avrupa Kulüpler Birliği'nde de yönetim kurulunda yer almam bir başka cesaret verici öğe oldu" ifadelerini kullandı.
"ERKEKLERİN ARASINDA SEÇİME GİRDİM"
Avrupa Kulüpler Birliği'nde yönetim kuruluna girişinde Karl-Heinz
Rummenigge'nin desteğini aldığını vurgulayan yönetici, o günler ile ilgili,
"Erkeklerin arasında seçime girmek zorunda kaldım. Adaylığımı koyduğumda
herkes, 'Ah, bu bir kadın' diye düşündü. 3 koltuk için 7 aday vardı ve diğer
6'sı daha yaşlı beyaz erkeklerdi. Herhangi bir ülkeden bir kadım yoktu, hele
bir Türk kadını hiç yoktu"
"Sonunda en yüksek oyu aldım. Kazandığımda şaşırdılar. Benim
kazanabileceğimi düşünmüyorlardı. Seçimin yapıldığı odaya girdiğimde herkesin
yüzü düşmüştü. Fakat Karl-Heinz Rummenigge muhteşemdi. Benim kazandığımı
gördüğünde, beni bir departmanda başkan yardımcısı yaptı. Beni terfi ettirmek
için çok uğraştı. Beni bazı konularda görevlendirdi ve gerçekten
destekleyiciydi" diye konuştu.
"İNANMADIĞIM KİŞİLERLE ÇALIŞMAK İSTEMEDİM"
G.Saray öncesinde Türkiye Futbol Federasyonu'nda görev alan Köksal, Mehmet
Ali Aydınlar'ın istifa ettiği dönem ile ilgil çarpıcı ifadeler kullanırken,
"O zaman iyi bir fikir olduğunu düşündüm, ama çok da muhteşem bir fikir
olmadığı ortaya çıktı. Ben geldikten 3 ay sonra başkan istifa etti. Ayrıldıktan
sonra bir süre daha görevde kaldım, fakat tam olarak güvenmediğim insanlarla
çalışmak istemedim. Ya da liderliğine inanmadığım kişilerle çalışmak istemedim
diyelim" açıklamasını yaptı.
"FEDERASYONDAN İYİ BİR ŞEKİLDE AYRILMADIM"
Federasyonda cinsiyeti nedeniyle yorumlar alıp almadığı sorulan Ebru
Köksal, "Benim cinsiyetim hakkında yorumlar yoktu, fakat yeteneklerimi
ispatlamam oldukça zor oldu. Elimi kaldırarak, 'Ben bunu yapabilirim, bu görevi
bana niye vermiyorsunuz' dediğim her anda otomatik olarak insanlar, 'Tamam, bir
kadın olarak o bununla başa çıkamaz' diye düşündü. Federasyondan çok iyi bir
şekilde ayrılmadım ve bu benim kariyerim açısından bir darbe oldu. Yıldırım
Demirören bana güvenmediklerini söylediler."
"Kulübümde ya da federasyonda bir uluslararası pozisyon için aday gösterilmem çok zordu, çünkü ben yalnız bir kadındım ve benim yerimde olmak isteyen 15 diğer erkek vardı. Seni ileri görüşlü bir başkanın desteklemesi gerekir." dedi.
"CEO POZİSYONU DOLMUŞTU"
"Kulübümde ya da federasyonda bir uluslararası pozisyon için aday gösterilmem çok zordu, çünkü ben yalnız bir kadındım ve benim yerimde olmak isteyen 15 diğer erkek vardı. Seni ileri görüşlü bir başkanın desteklemesi gerekir." dedi.
"CEO POZİSYONU DOLMUŞTU"
TFF'deki görevden ayrıldıktan sonra G.Saray'da danışman olarak göreve
başlayan Köksal, "Türkiye Futbol Federasyonu'ndan ayrıldığımda, CEO
pozisyonu dolmuştu ve ben 'tamam, artık üst yönetim düzeyinde şansımı denemenin
zamanı geldi' dedim" şeklinde konuştu.
"BANA EL UZATAN BAŞKA KADIN OLMADI"
Köksal, şirketlerde kadınların önemine ve daha çok kadın olması
gerekliliğine şu sözlerle dikkat çekti:
"Madeleine Albright'ın ünlü bir sözünde; 'Cehennemde bir başka kadına
yardım etmeyen kadın için özel bir yer var' der. Sheryl Sandberg'in Facebook'un
CEO'su ve şirket dünyasında bir kadın olarak tecrübelerini anlattığı kitabı
Lean In'i okuyordum. Onun kitabında teknoloji dünyasında kariyer planlayan genç
kadınlara yardımcı olacağını belirttiği bir bölüm var. Sebebini ise şöyle
belirtiyor; ki ben de bunu çok kullanırım, 'bu endüstride bana el uzatan başka
kadın olmadı'."
"Her şeyi kendim için yapmalıydım ve bana yardım eden başka bir kadın
olmadı. Benim şu anda görevim, daha fazla kadını bu endüstriye özendirmek,
çünkü biz başarılarımızı pazarlamada iyi değiliz. Futbol otoritelerinin
kadınları futbolun karar mekanizmasına katmaları fikri gerçekten muhteşem.
Ancak dışarıda daha birçok yetenekli kadın var. Bizim onları özendirdiğimizden
ve doğru şansları verdiğimizden emin olmamız gerekir."
"POLİTİK BİR HAREKET"
Kadınların yönetimlerde yer almasının gerekliliğini savunmasına rağmen, şu
anda kadınlara yer verilmesini samimi bulmadığını vurgulayan Köksal, "Çok
da samimi bulmuyorum. Bu daha çok bir politik hareket. Açıkca bir kadına
yönetimde sahip olmanın karar mekanizmasında, stratejide ve operasyonda vereceği
katkıların değerine inanmıyorlar." sözlerini kullandı.
OLİMPİYATLAR İÇİN YORUM...
Olimpiyatları alamamızın Müslüman ülkelere olan önyargıdan kaynaklandığını
belirten Köksal, "Olimpiyatlar bir İslam ülkesinde hiçbir zaman
düzenlenmedi. 2020 için de bizim Olimpiyat Komitesi'ne yapabilirliğimizi
göstermek için yapılan lobi çalışmaları işe yaramadı ve teklifi kabul
etmediler. Eğer seçim sadece bizim tesisleri hazırlamak için verdiğimiz
finansal vaatlerle olsaydı İstanbul kazanırdı. Ancak, insanların önyargılı, yerleşmiş
düşünceleri olduğunu düşünüyorum"
"Bir örnek vereyim. İnsanlara, 'sizin yönetim kurulunuzda neden kadın
yok' diye sorduğumda; 'Çünkü bulamıyoruz' diyorlar. Aynı şekilde, 'Türkiye'ye
neden oy vermediniz?' diye sorduğumda da; 'Yani, biliyorsunuz, Müslümansınız ve
biz yüksek standartları yakalayabileceğinizden emin değiliz' diyorlar. Bu
sadece insanların aklındaki yerleşmiş fikirlerden kaynaklanıyor ve bizim işimiz
de bunu kırmak" dedi ve "Sportif açıdan bakarsak, şike olayları,
doping problemi ve biraz da maçlardaki şiddet" sözleri ile başka
problemler olduğunu da söyledi.
DEPLASMANA TARAFTAR GİDEMEMESİ...
Türkiye'de deplasman takımlarının taraftarlarının maçlara alınmamasının
sorgulanması üzerine G.Saraylı yönetici, "Bunun büyük bir problem olduğunu
düşünmüyorum. Bu sadece buradaki uygulamalardan bir tanesi. Bu sezon
taraftarların sahaya atladığı bir maç oldu. Bu iyi bir şey değil. Bu yüzden de
deplasman taraftarları stada alınmıyor. Biz her şeyin yerli yerine oturduğunu
düşünene kadar, bir problem yaşanmaması adına en iyi önlem bu olarak
görülüyor" diye konuştu.
"TÜRKİYE'DE FUTBOLUN GİDİŞATINDAN MUTSUZUM"
Köksal, Türkiye'deki gidişattan memnun olmadığını vurgularken, "Bazı
şeyleri değiştirmek istiyorum. Türkiye'de futbolun gidişatından mutsuzum. Galatasaray
bazı şeyleri değiştirmeye çalışıyor ama daha yapmamız gereken çok iş var.
Avrupa'da kar açısından 7. sırada olmamıza rağmen, performans açısından
Türkiye'nin 37. sırada olması ya da kulüp takımlarının durumları kaynaklarımızı
çok kötü bir şekilde ve kısa vadeli kullandımızı gösteriyor." dedi.
"MANCINI, ESKİ HOCAMIZDAN FAZLA KAZANMIYOR"
Mancini'nin kontratının risk taşıyıp taşımadığı sorulan Köksal, "Evet
bir risk taşıyor, ancak bizim eski hocamızdan daha fazla kazanmıyor. Bu sezon
3,5 milyon euro, gelecek yıl 4,5 milyon euro garanti para kazanacak ve bonuslar
da var. Fakat 2 sezon üst üste Şampiyonlar Ligi'nde yer almanın ne kadar kar
getirdiğine de bakmak lazım. Geçen sezon karımız 139 milyon euroydu. Bu sezon
büyük ihtimalle 150 milyon eurodan fazla olacak" şeklinde cevabını verdi.
MANCINI ÖNCESİNDE DÜŞÜNÜLEN 3 İSİM!
İtalyan teknik adam öncesinde görüşülen isimleri de açıklayan başarılı
yönetici, "Başka 3 aday da düşündük. Dick Advocaat, bir kaç kişinin
istediği Marcelo Lippi. Bizimle de tanıştırıldı, ancak aynı tutkuyu
paylaşamadığımız hissettik. Ve tabii ki Galatasaray taraftarının sevgilisi
Gheorghe Hagi. Onunla daha önce de çalışıldı ve fazla başarılı olamadı. Şu anda
Romanya'da kendi işini yürütüyor" şeklinde açıkladı.
İNGİLTERE VE İSPANYA ÖRNEĞİ
Türkiye'de takımların kendi ligini kurması gerektiğini söyleyen yönetici,
Avrupa'nın büyük ligleri ile karşılaştırma yaptı ve şu şekilde konuştu;
"En azından, Avrupa'nın üst düzey ligleri, Premier Lig ya da La Liga gibi bir yapıya ulaşırız. Bu ligler bu ülkelerin en çekici ürünleri. Yapıları biraz farklı ama, ligin katılımcıları kendi geleceğini kendisi belirliyor. Gelecekleri, genç takımları ve milli takım ile de ilgilenmesi gereken başka bir birim tarafından kontrol edilmiyor"
"En azından, Avrupa'nın üst düzey ligleri, Premier Lig ya da La Liga gibi bir yapıya ulaşırız. Bu ligler bu ülkelerin en çekici ürünleri. Yapıları biraz farklı ama, ligin katılımcıları kendi geleceğini kendisi belirliyor. Gelecekleri, genç takımları ve milli takım ile de ilgilenmesi gereken başka bir birim tarafından kontrol edilmiyor"
"İngiltere, İspanya, İtalya, Almanya ve Fransa'daki 5 lig, Avrupa'da
elde edilen gelirin neredeyse yarısını; 19.4 trilyonun yüzde 48'ini
oluşturuyor. Kara göre 6. sırada da Rusya var 630 milyon euro ile. Türkiye
Avrupa ligleri arasında 7. sırada normal olarak, ama kara göre bakıldığında
İngiltere Championship'ten daha az bir karlılık var"
"OSMANLI'NIN GERİ DÖNMESİNİ İSTEMEK GİBİ..."
Şampiyonlar Ligi sonrasında bir adaletsizlik oluştuğu belirtilen konferanta
Köksal, "Eşitliği sağlayamazsınız. Eski, romantik Avrupa Kupaları gitti.
Bu Osmanlı'nın geri dönmesini istemek gibi bir şey. Hayır, eskisi gibi
olmayacak" şeklinde açıklama yaptı.
"TRANSFERLERİ AÇIKLAMA GEREKLİLİĞİMİZ VAR"
Köksal, "Türkiye'de 4 büyük takım borsada olduğundan transferleri
açıklama gerekliliğimiz var. Her transfer, oyuncuların maaşına kadar
açıklanıyor. Avrupa
kulüplerinde de bu tarz bir yapıyı destekliyorum" diyerek takımların açık olması gerektiğini savundu.
kulüplerinde de bu tarz bir yapıyı destekliyorum" diyerek takımların açık olması gerektiğini savundu.
"3. PARTİYİ KULLANAN TEK TAKIM BEŞİKTAŞ"
Oyuncuların bonservislerinin başka şirketler tarafından kullanılmasını da
değerlendiren Ebru Köksal, "Türkiye'de 3. partiyi kullanan tek kulüp
Beşiktaş. Bazı oyuncuları 3. bir yapının elinde. Buna çok fazla karşı değilim.
UEFA sunumlarını izledim bununla ilgili. Oyuncunun kontratını bir bankaya
varlık gibi göstererek kredi çekmeye ne diyorsunuz? Günün sonunda, oyuncular
bir varlıktır ve 3. partinin varlığı ile yaşayabilirim. Bunu kötülemenin
dışında, eğer 3. partiyi pasif bir yatırımcı gibi, sadece bir gelir kaynağı
gibi kullanabileceğin bir yapı kurabiliyorsan, o zaman kötü olmayacak"
diye konuştu.
"KAFANIN İÇİNDE NE OLDUĞU ÖNEMLİ"
Cennete inanmadığı belirtilen Ebru Köksal, türban konusu ile ilgili de
görüşlerini paylaştı ve "Bence siz şekillere, sembollere fazla
takılmamalısınız. Kafanın içinde ne olduğu önemli. Başını örtmek isteyen
kadınlara saygı duyuyorum. Eğitimlerini bitirsinler ve farklı dini inançları
olsa bile meclise muhteşem bir zekaları olduğu için girsinler. Sınırları
zorlayan ve başka herhangi bir kadının peşinde olmadığını arzulayan her kadına
saygım var" ifadelerini kullandı.
"SON 1,5 YILDA ÇOK YOL ALAMADIM"
Türkiye'de futbol içinde bir kadın olarak neler hissettiğine Ebru Köksal,
"Ben Everest'e kör olarak tırmanan ilk kişi gibiyim. Cesaret lazımdı ve
psikolojik olarak olmasa da, cezaretim kırıldı, motivasyonumuz kaybettim, bu
yüzden çok sefer çuvalladım. Vazgeçmeyi düşündüm, ya da bazen yolumu değiştirme
yönünde fikirlerim oldu. Son 1,5 yıl ileri geri gidiyorum, çok yol
alamadım" şeklinde bir açıklama yaptı.
Konferansın sonunda hedeflerinin ne olduğu konusunda görüşleri alınan
yönetici, "Ben başkan olacağım. Galatasaray'ın, TFF'nin, UEFA ya da
FIFA'nın..." diyerek sözlerini noktaladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder